Ege Gazetesi Fethiye Bölgesi Haber Sitesi
Related Articles
Feyzioğlu; “Türkiye’nin milli birliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü ancak ve ancak biz tarafsızlığına bağlı bir Cumhurbaşkanı sayesinde sağlayabiliriz. Bu sebeple cumhurbaşkanlığı makamını buradan alıp aşağıya siyasi parti genel başkanı seviyesine indirmek Türkiye Cumhuriyeti ve kültürüne, Türk milletinin geleneklerine ve milli birlik beraberlik ihtiyacımıza kesinlikle aykırıdır. İşte bu sebeple milletimiz bunu kabul etmeyecektir.”dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, Muğla Barosu tarafından gerçekleştirilen ‘Anayasa değişikliğini tartışıyorum’ isimli panele katılmak için Fethiye’ye geldi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu: “Türkiye’nin tapusunu Türk milleti vermeyecektir. Türk Milleti Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu savaş meydanlarında bedel ödeyerek kendi kanıyla almıştır. Bu tapunun bedelini şehit kanıyla ödemiştir” dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, Muğla Barosu tarafından gerçekleştirilen ‘Anayasa değişikliğini tartışıyorum’ isimli panele katılmak üzere Fethiye’ye geldi. Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Anayasa değişikliğini tartışıyorum’ isimli panele konuşmacı olarak gelen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum’u Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı karşıladı. Feyzioğlu kapıda kendilerini karşılayan Başkan Saatcı’ya teşekkür ederek; “Devlet Su İşleri bizi kabul etmese de kapısında Türkiye Cumhuriyeti yazan bir belediye başkanımız var” dedi. Vatandaşların büyük ilgisi ve sevgisiyle FKM salonuna geçen Metin Feyzioğlu ve Süheyl Batum Anayasa değişikliği ve başkanlık sisteminin tartışıldığı panelde konuştu. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, siyasi parti kavgası yapmadıklarının altını çizerek şunları söyledi:“Nisan’dan sonra Allah’ın izniyle ‘hayır’ çıktıktan sonra isteyen istediği yere gider oyunu verir. Bu bir parti meselesi değil. Nisan’daki meselemiz Türkiye’nin tapusunu kim olduğunu gelecekte de bilemeyeceğimiz kişiye verip vermeyeceğimiz. Türkiye’nin tapusunu Türk milleti vermeyecektir. Türk Milleti Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusunu savaş meydanlarında bedel ödeyerek kendi kanıyla almıştır. Bu tapunun bedelini şehit kanıyla ödemiştir. Türkiye’nin korkunç bir terör sarmalına düşmesinin, Orta Doğu’nun ateşini, yangınını Türkiye’yi kavurmaya başlamasının sorumluluğunu yanlış dış politika, kadroları liyakata göre değil, adamına göre doldurma hırsı ve bin tane yanlışlığın ortaya çıkardığı tartışmasız bir konudur. Bugün hangi noktadaysak size, millete güvenerek söz veriyorum. Yarın çok daha iyi bir noktada olacağız. Milletimizin vatanını parçalatmayacağını kendisinin de tüm operasyonlara rağmen bölünmeyeceğini biz yaşayarak gördük. 15 Temmuz’da arkalarında büyük güçlerin olduğunu düşündüğümüz bir örgüt Türkiye’yi iç savaşa sürüklemek için kanlı bir savaş yaptı. Belki devamı da gelecekti. Türk milleri herkesi şaşırtan bir sağduyuyla iktidarı muhalefeti her kanadı bir anda birleşti. Küresel kuklacılar şaşırdı kaldı. Bu millet nasıl birleşti dediler. Büyük bir oyunu bozduk. Buradan herkesin vicdanına sesleniyorum. 15 Temmuz’da ve hemen sonrasında Türkiye ben taraflıyım sadece kendi siyasi partimi temsil ederim diyen bir başkanın eline bırakılmış olsaydı size soruyorum iktidarı muhalefeti koşup meydanlara Türkiye’yi parçalatmayız diyebilir miydi? Türkiye’nin milli birliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü ancak ve ancak biz tarafsızlığına bağlı bir Cumhurbaşkanı sayesinde sağlayabiliriz. Bu sebeple cumhurbaşkanlığı makamını buradan alıp aşağıya siyasi parti genel başkanı seviyesine indirmek Türkiye Cumhuriyeti ve kültürüne, Türk milletinin geleneklerine ve milli birlik beraberlik ihtiyacımıza kesinlikle aykırıdır. İşte bu sebeple milletimiz bunu kabul etmeyecektir.”
